27 Haziran 2023

HER ŞAKA GERÇEKTİR


İnsanın fiziksel zararlara karşı bedensel savunma mekanizmaları olduğu gibi, strese karşı da ruhsal savunma mekanizmaları vardır. Bedensel savunma mekanizmaları (örneğin akyuvarların mikroplarla mücadelesi) nasıl ki biz farkında olmadan gerçekleşiyorsa, ruhsal savunma mekanizmaları da tamamen bilinç-altı olarak gerçekleşirler.


İşte bu ruhsal savunma mekanizmalarından birisi de 'mizah'tır. Kişi, kendisinde gerilim oluşturan ve açıkça ifade edemediği düşüncelerini, şaka kılıfında ifade edip rahatlar. Bu süreç bilinç dışı gerçekleştiği için de, neden öyle bir şaka yaptığının, bu şakayla hangi saklı duygularını dile getirip rahatladığının farkında değildir. Bu konuyu anlatma amacım da bu zaten: Farkındalık oluşturmak. Yani hem kendi yaptığınız şakaların altında yatan bilinç-altı sürtüşmelerinizle yüzleşmenizi, hem de birisi size şaka yollu bir şeyler söylediğinde, onun aslında neler düşündüğünü anlamanızı sağlamak.


Şakaların altındaki gerçekleri görmenin yolu ise çok basit. Tonlamaları, mimikleri ve gülümsemeleri bırakıp, sadece söylenen sözleri kağıda dökerseniz, gerçek düşünce, gözünüzün önünde demektir.


Bir örnekle açalım: Geçenlerde bir dostumun işyerini ziyaret ettim. Arkadaşlarıyla sohbet ediyorlardı. Bu arada bir tanıdıkları daha geldi. Gruptan birisi o şahsı görünce şaka yollu, “Sen hala ölmedin mi?” dedi. Herkes gülüştü tabii.


Arkadaşıma döndüm ve “Sanırım aralarında gizli bir düşmanlık var; ölmesini isteyecek kadar hatta.” dedim. “Abartma ya, şaka yaptı sadece.” dedi.


Arkadaşıma sordum: “Gerçekten sevdiğin birini düşün. Babanı, çocuğunu vs. Ona böyle bir şaka yapar mısın?” Bir an düşündü. “Asla yapmam.” dedi. “Galiba haklısın.”


Uç bir örnekle devam edelim: Siz sahabelerin Resulullah’ı (asm) görünce “Yine mi sen çıktın karşıma ya Resulullah? Bir kurtulamadık senden.” gibi bir şaka yaptıklarını hiç duydunuz mu? Tabii ki hayır. Olsa olsa bir münafık böyle bir söz söyleyebilir. Peki neden? Zira kişi gerçekten, samimiyetle sevdiği birisine, böyle bir sözü, şakayla bile söylemez. Öyleyse, bu tip bir şakayla karşılaştığınızda biraz düşünün derim.


Bir örnek daha versek yeter herhalde: Arkadaş sohbetinde bir şahsa "Evliya mısın mübarek?" diye takıldığınızda eğer keyifle gülerek ve (güya) espri havasında "Ne sandın? Büyük evliyayım ben." dediyse, kendisini gerçekten evliya zannediyor demektir; emin olabilirsiniz.


Çünkü unutmayın ki, şakalarımızı bilinç altımızda hazır bekleyen malzemelerden yaparız, hiç aklımıza, hayalimize gelmeyen şeylerden değil. Eğer bir kişiye için için kırgınsak, ona olumsuz içerikli şaka yapmamız çok muhtemeldir. Bir tanıdığınızla tenha bir yerde yürürken, durduk yere size (şaka havasında) "Burada seni bıçaklayıp gidiyormuşum." dediyse, zihninin nelerle meşgul olduğunu ve size bakış açısını anlayın bir zahmet.


Eğer derseniz ki, “Her şakada...” şeklinde genelleme yapmak, biraz abartılı değil mi?


Cevaben derim: Bir noktada haklısınız, zira bütün genellemeler tehlikelidir. Ama isterseniz buna siz karar verin. Biraz gözlem yapın sohbetlerinizde, çok ilginç şeyler bulacaksınız, eminim. Denemesi serbest. Az dikkat ederseniz göreceksiniz ki, "her şakada bir gerçek vardır" demek bile, yetersizdir. Zira aslında 'her şaka, gerçektir.'


Konuyu fıkralar üzerinden tamamlayalım. Fıkralar da kişinin yönelimlerini dolaylı biçimde ifade ederler zira. Örneğin şu fıkrayı ele alalım:


Osmanlı döneminde Ramazan gününde bir adam ortalık yerde yiyip içiyormuş. 

Birisi kızmış: "Utanmıyor musun mübarek günde orucunu yemekten?"

Öteki demiş: "Ben Hristiyanım. Bizde Ramazan orucu yok."

Bizimkinin cevabı: "Dininin kıymetini bil kardeşim."


Bu fıkrayı komik bulanlar, İslam'ın emirlerini zahmetli bulan ve 'mecburen' uygulayan kişilerdir. Oruçtaki manevi hazzı tadanlar ise bu fıkrayı çok anlamsız, hatta sevimsiz bulurlar.


Geçenlerde batı Avrupa ülkelerinde en çok gülünen fıkra olarak şu seçilmişti:


Adam acil hattına telefon açmış: "Arkadaşımla ava çıkmıştık. Aniden yere yığıldı. Öldü galiba. Ne yapayım?"

Operatör: "Sakin olun beyefendi. Önce arkadaşınızın öldüğünden emin olmanız lazım."

Adam: "Biraz bekleyin."

İki el silah sesi duyulur.

Adam: "Şimdi ne yapayım?"


Günümüz Avrupa insanının, başkalarını önemsemeyip kendi rahatını tercih etmesini yansıtan bu fıkra, en gülünen fıkra seçilmiş. Şaşırtıcı değil tabii.


Velhasıl şakalara ve fıkralara dikkat edin bence, kendinizi ve çevrenizdekileri tanımak istiyorsanız.