1 Kasım 2023

UNUTKANLIK SEBEPLERİ


Unutkanlık, insanların en çok yakındıkları sorunlardan biridir ve birçok sebebi vardır. Bu yazıda bunama, beslenme eksikliği gibi somut-biyolojik sebeplere girmeyip, sadece psikolojik faktörler üzerinde duracağız.


En başta özetle söylersek, unutmak aslında insanın kendi tercihi gibidir ve bir psikolojik savunma mekanizmasıdır. Şöyle ki:


Her insan hayatından lezzet almak ister. Lezzet almasına engel olan, hatırladığında üzüntü veren ve çözemediği bir sorunla yüzleşince, onu yok saymak, unutmak ister. Bu, bir ölçüde doğal ve gerekli bir savunmadır. Zira yaşadığımız ve yaşayabileceğimiz tüm olumsuzlukları sürekli hatırlamak, hayatı azaba çevirir. Ancak unutma yolunu çok sık uygulamanın şöyle bir sakıncası vardır: Unutma, sadece unutmak istenilen konuya has kalmaz, onunla az-çok ilgisi olan birçok konu da beraberinde unutulur. Zira zihnimiz olayları ve objeleri, yalıtılmış-tek objeler olarak değil, bağlantılı tüm faktörlerle beraber depolar ve yine o şekilde hatırlar.


Biraz karışık oldu derseniz, sık yaşanan bir örnekle açalım: Mesela bazen bir işi yapmak için bir odaya girersiniz. Ama odaya girdiğinizde, oraya neden girdiğinizi unutursunuz. Hatta bu halinize şaşırırsınız bile. Bu durumlarda işleyen mekanizma şöyledir:


Örneğin o gün erken saatlerde birisiyle telefonda üzücü bir konu konuştunuz diyelim. Ve canınız çok sıkıldı. Çözüm de bulamadınız ve bunaldınız. Sürekli o sıkıntı ile yaşamak istemediğiniz için, o konuşmayı unutmaya çalışırsınız. Hatta bu unutma gayreti bilinçli olmak zorunda da değildir; siz fark etmeden, bilinç dışı olarak da işler. Sıkıntı veren konudan uzaklaşır, başka şeylerle ilgilenip o problemin üstünü örtersiniz. Ama aslında o tatsız konu, bilinç altınızda beklemektedir. Hoşunuza gitmedi diye zihninizden tümüyle yok olacak, silinip gidecek değildir.


Sonra, siz o konuyu unutmuşken, diyelim ki bir eşyanızı almak için bir odaya girdiniz. Tam odaya girdiğiniz anda da bir telefon gördünüz. Zihniniz otomatik olarak o üzücü telefon konuşmasını da hatırlar. Daha doğrusu hatırlamak ister. Ama o konuyu unutmak istediğiniz için, bilinç düzeyine yaklaşan o hatıra derhal yeniden baskılanıp tekrar bilinç altına itilir. Fakat o anda zihninizde olan odaya girme amacınız da, onunla beraber bilinç düzeyinden uzaklaştırılmış olur. Yani 'kurunun yanında yaş da yanar'. Sonra da siz “Bu odaya neden girdim? Neden hatırlamıyorum?” diye şaşırırsınız.


Bu basit ve temel örneği genişletelim: Eğer sizin çok temel bir konuda canınızı sıkan bir sorun varsa, örneğin yapmanız gereken bir şeyi yapmıyor veya yapmamanız gereken bir şeyi yapıyorsanız, bu vicdan azabından kurtulmak için, unutarak bilinç altına atma yöntemini çok sık kullanmaya başlarsınız.


Örneğin namaz kılması gerektiğini bilen, ama bir türlü başlamayan bir kişi, ne zaman ezan işitse, cami görse, dini sohbet duysa, o vicdan azabı bilinç düzeyine yaklaşır. Ve o sıkıntının bilinç düzeyine gelmemesi için, zihni sürekli bastırma uygulamak zorunda kalır.


Veya vicdanını rahatsız eden ve utandıracak bir günahı, gizli gizli işlemeye devam eden bir kişi, bu ayıbını unutabilmek için, onu hatırlatan, çağrıştıran her şeyi bilinç altına itmek zorunda kalır.


Ya da kocasıyla ilgili ciddi bir sorunu olan bir kadın, bu sorunla yüzleşmekten kaçıyorsa, o sorunu hatırlatacak her olayda bastırma uygular.


İşte böyle sürekli unutma-bastırma sonucunda, kişide yaygın bir unutkanlık yerleşmeye başlar.


Mantığı anladıysanız, çözümün ne olduğunu da anlamışsınızdır tabii. Unutkanlıktan kurtulmak için temel şart, kafanızın ve vicdanınızın rahat olmasıdır. Sorunları hasır altı etmek yerine yüzleşip çözmeli, vicdanınızın dediğini yapmalısınız. İşte o zaman iç huzuruyla beraber hafızanız da tıkır tıkır işlemeye başlayacaktır.


Son olarak, konuyu açacak birkaç örnek daha vermek isterim.


Örneğin bir çocuk ebeveyni tarafından ödevleri konusunda sürekli eleştiriliyor ise, ödevlerini daha fazla unutacaktır, emin olabilirsiniz. Zira sürekli eleştiriler sonrasında, onun zihninde ödev kavramı, stres kaynağı olarak görülür. Zihni ise stresten uzaklaşmak isteyeceği için, ödevleri unutmaya başlar. Yani aşırı baskı, tamamen ters sonuç verir.


Veya için için sinir olduğunuz bir tanıdığınız, sizden bir şey istedi diyelim. Emin olun, o işi büyük bir ihtimalle unutursunuz. Zira o şahsı hatırlamak sizde gerginlik oluşturuyorsa, zihniniz onu da, onun istediği şeyleri de unutmaya yönelecektir. Bu prensibi bir ipucu olarak da kullanabilirsiniz. Örneğin kendisinden bir şey istediğiniz kişi, isteğinizi garip biçimde unutmuşsa, sizinle bir sorunu vardır muhtemelen.


Özetlersek: İyi bir hafızaya sahip olmak için, sorunları biriktirmeden çözmek, vicdanın sesini dinlemek ve içte de dışta da barış halinde olmak, temel şarttır.


Dikkat: Başta da dediğimiz gibi, tüm bunlar, psikolojik kaynaklı unutkanlıklar içindir. Somut organik sebeplerle olan unutkanlıklar da çok yaygındır ama konumuzun dışındadır.